Kanser ameliyatları da kendi içinde farklı cerrahi yaklaşımlarla ele alınır. Klasik açık ameliyatların yanı sıra modern tıbbın en önemli kazanımı olarak kabul edilen laparoskopik ve robotik cerrahiler de kanser ameliyatlarında kullanılan yaklaşımlar arasındadır.

Her kanser hastası için uygulanan ameliyat teknikleri farklıdır. Bu noktada devreye hastalığın seyri, kanser hücrelerinin konumlandığı yer, kitle sayısı, kanserin evresi ve hastanın genel sağlık durumu belirleyici olur.

Hekimin gözlemleri ve hastanın genel hastalık hikayesi sonucunda uygun bir tedavi protokolü oluşturulur. Bazı ameliyatlar tedavi etmek amacıyla yapılırken bazı ameliyatlar ise koruyucu olması amacıyla uygulanır.

Tedavi edici ameliyatlarda tümör, çevredeki sağlıklı dokunun bir kısmı ile çıkarılır. En klasik yöntemdir. Koruyucu kanser ameliyatları, kişinin ailesinde kanser öyküsü varsa ve bahsi geçen kansere yakalanma riski yüksekse uygulanan yöntemdir. Örneğin kişinin ailesinde meme kanseri öyküsü varsa risk almamak adına kişinin memesi alınabilir.

Lenfomalarda batın içi lenf nodu örneklemesi amacıyla uygulanan ameliyatlara tanısal (diagnostik) kanser ameliyatları, kanserin hangi evrede olduğunu anlamak için bakı ve karın zarından örnek alınması amacıyla uygulanan ameliyatlara ise evreleme amaçlı kanser ameliyatları denir.

Tümörün geniş yayılım gösterdiği kanser vakalarında özellikle de yumurtalık ve 4. evre meme kanserlerinde kullanılan yöntem tümör hacmini azaltan (debulking) kanser ameliyatları olarak adlandırılırken göğüsteki ana damara santral venöz damar yolu açarak sürekli damar yolu açmanın önüne geçmek için uygulanan yöntemse destekleyici kanser ameliyatları ve uygulamaları olarak isimlendirilir.

Tüm bunların yanı sıra küçük kesilerin açıldığı laparoskopi, robot cerrahi ya da doğal açıklık ameliyatları da minimal invaziv kategoride değerlendirilir. Burada önemli olan kişinin sağlığına kavuşmasını sağlayacak uzman bir hekim önderliğinde tedavi sürecine başlamaktır.

Kadınlarda en sık görülen iyi huylu tümörlerin başında gelen miyomlar, birçok sağlık problemini beraberinde getirebilir. Düz kas hücrelerine bağlı olarak gelişen bu kitleler, daha çok üreme çağındaki kadınları etkiler ve tedavisi için ameliyat gerekir.
 
Miyomlar östrojen bağımlı olduğu için üreme çağında ve özellikle gebelikte artarken menopoz sonrasında küçülmeye başlar. Genetik yatkınlığın önemli bir rol üstlendiği miyomlarda en etkili tedavi yöntemi ise miyom ameliyatıdır.

İsmi tümör olarak geçse de iyi huylu urlar olan bu kitleler, uterusun hangi bölgesinden oluştuklarına bağlı olarak isimlendirilirler. İntramural miyomlar en çok görülen miyom çeşididir. Uterusun kas duvarı içerisinde meydana gelen bu tümörler zamanla büyür ve rahmin esnemesine yol açar.

Bir diğer miyom türü ise uterusun dış katmanlarındaki seroza tabakasında oluşan subserozal miyomlardır. Eğer subserozal miyomlar, bir kök veya sap ile desteklenirse bu durumda pedinküle miyom olarak adlandırılır. En nadir görülen miyom türü ise submukozal miyomlardır ve rahim içi kas tabakasının orta kısmı olan myometriumda oluşurlar.

• Yoğun ve pıhtılı âdet kanaması
• Kasık ve sırt bölgesinde şiddetli ağrı
• İdrar yapma sıklığının artması
• Cinsel ilişki sırasında ağrı
• Alt karın bölgesinde şişlik
• Karında büyüme ve şişkinlik

Cerrahi olarak miyomların vücuttan atılması işlemine miyom ameliyatı denir. Myomektomi olarak bilinen bu ameliyat, açık ya da kapalı olarak tercih edilebilir. Laparoskopik miyom ameliyatında karna yapılan 3-4 tane delik ile karın boşluğundan kamera ve çeşitli tıbbi ekipmanlar sokularak operasyon gerçekleştirilir. Laparoskopik ameliyatın en önemli avantajı herhangi bir iz kalmaması ve iyileşme süresinin kısa olmasıdır.

Açık miyom ameliyatı genel anestezi altında yapılır önce alt karna dikey ya da yatay olarak bir kesi atılır. Yatay inzisyon daha küçük miyomlarda tercih edilir ve boyları genellikle 7-10 santimetre uzunluğundadır.

Dikey kesiler ise çok nadir tercih edilir ve tamamen çok büyük boyuttaki miyomları çıkarmak için kullanılır. Atılan keşiden içeri giren hekim, rahim duvarında yer alan miyomları temizler ve cerrahi dikiş atarak kas tabakasını tekrar birleştirir. Hastanın hastaneden taburcu olma süresi 1 ila 3 gündür.

Miyom tedavisinde miyomların küçülmesini sağlayan hormon ilaçları kullanılabilir ancak bazı durumlar cerrahi girişimleri zorunlu kılar. Eğer miyom şikayete nenen oluyorsa veya gebe kalmaya engel ise ameliyat gerekir. Buna göre eğer kişide aşırı düzeyde adet kanaması varsa, adet dönemleri arasında kanamalar söz konusuysa veya idrar yaparken tam boşalma hissedilmiyorsa ve en önemlisi de hasta ileride çocuk yapmayı planlıyorsa bu durumda ameliyat gerekir.

Ameliyat sonrası ağrı normaldir ve hekimin verdiği ağrı kesiciler kullanılabilir.

3 ila 7 gün arasında lekelenme şeklinde kanamaların olması normaldir.

Hastaneden 1 veya 2 gün sonra taburcu olunur

İyileşme süresi ameliyat şekline ve kişiye göre değişir. Ortalama 2 ila 6 haftayı bulabilir.

Tamamen iyileşmeden hastaların ağır kaldırmaması ve zorlayıcı aktivitelerden uzak durması gerekir.

Cinsel yaşamına dönüş süresine ise hekim ile birlikte karar verilmelidir.